Skip to main content

Mutluluk6 Agatistlik, Hayatımızı Yaşamanın En İyi Yolu


Mutluluk podcastına hoş geldiniz. Ben Ayfer. Tüm bölümler Dr. Robert Puff’ın Happiness podcastından yola çıkarak hazırlanmaktadır. İçerik kendisine ait olup, bu podcasttan direk olarak çevrilerek hazırlanmıştır.

Yaklaşık 3 sene önce 14 yıl boyunca kullandığım arabamı satmaya karar verdim. Çok fazla yol yapmıştı. Hala çalışıyordu ama tabii ki mükemmel bir şekilde değil. Artık yeni bir araba almamın vakti gelmişti. Aldığım arabayı çok uzun süre kullanmaya meyilli olduğum için gerçekten istediğim bir araba almak istiyordum. İstediğim model hem elektrik hem de benzinle çalışan bir modeldi ama hala üretim aşamasındaydı. Ama 14 sene sonra yeni bir arabaya ihtiyacım vardı. Bu yüzden bir süreliğine kullanmak üzere bir araç kiralamaya karar verdim. Bu sayede 3 senenin sonunda istediğim arabayı satın alabilirdim. Ama bu şekilde araba kiraladığınızda, arabayla çok fazla yol yapmamanız gerekmektedir. Ama işim nedeniyle araba çok fazla yol yapıyordu. Bu yüzden eşimle arabalarımızı değiştirmeye karar verdik. Onun arabasında kilometerlerin artması bir probleme yol açmayacaktı. Sonuç olarak o benim kiralık aracımı aldı ben de onun vanını. İşte bu noktada hikaye ilginçleşti. Arabamı teslim etmeden kısa bir süre önce eşim geri geri giderken ve arkasındaki arabayı görmedi ve arabaya çarptı. Her iki arabada da hasar oluşmuştu. Belki de hepimiz şu an ahh bu çok kötü olmuş diye düşünüyoruz.

İşte bu da bu podcastın konusu. Kötü şeyler olduğunda ne yapıyoruz? Eşim ve ben bu yüzden tartışabilirdik, kiralık arabamız ve diğer araba için yapmak zorunda olduğumuz ekstra ödemeler yüzünden mutsuz olabilirdik, bu olay bizim mutlu olmamıza engel olabilirdi. Ama olmadı. Tabii ki arabayı tamir ettirmek için para harcamak zorunda olduğumuzdan hayal kırıklığına uğramıştık ama hayatta böyle şeyler olur.  Ve o da ben de bunu biliyoruz. Dolayısıyla bunun üstesinden geldik, hayatımıza devam ettik ve arabayı tamir ettirdik. Eşim arabayı tamire götürdüğünde tamirci, arabayı satıp satmayacağımızı sordu. Aracın kiralık olduğunu öğrendikten sonra, bize birçok kişinin arabayı geri verme zamanları geldiğinde arabayı satın alıp tekrar sattığını söyledi. Bu bizim kiraladığımız ilk arabaydı ve biz böyle bir şey bilmiyorduk. Bunu araştırdım ve kiralık aracın satın alma fiyatının aslında arabanın değerinden çok daha düşük olduğunu gördüm. Sonuçta bu aracı satın aldık ve şimdi de bu arabayı satma sürecindeyim. Bu hikâyede belirgin bir mesaj var:

Hayatta olan şey nedir? Bazen kötü şeyler olur hayatta. Bunlara karşı nasıl tavır alacağımız konusundaysa 3 seçeneğimiz vardır: İlk olarak karamsar, negatif ve üzgün olabiliriz ki bunu birçok kişinin yaptığını düşünüyorum. Onlar sadece olumsuzluk üzerine yoğunlaşıyorlar ve bu da onları üzgün ve mutsuz yapıyor. Hayatlarının iyi gitmesine engel oluyor. Tabii ki bunu önermiyorum. Yine oldukça yaygın olan bir seçenek de iyimser olmak. Her şey iyi olacak, her şey harika. Bu tutum tabi iki zihinsel sağlık için karamsar olmaktan çok daha iyi bir yaklaşım. İyimser olduğumuzda var olan şeyleri daha parlak bir açıdan görmemiz mümkün oluyor. Ama bunun tehlikesi duygularımızı hissetmiyor oluşumuzdur. Kötü bir şey olduğunda bunu hissetmek önemli. Arabayla ilgili bu deneyimi yaşadığımız da tabii ki hayal kırıklığına uğramıştım ve aslında bir gün önce gayet ii durumda olan bu arabayı tamir ettirmek için bu parayı harcamak istemiyordum.  Ama bu oldu. Ve kendime bu hayal kırıklığını hissetmek için izin verdim. Bunun acısını eşimden çıkartmadım ama hayal kırıklığımı, üzüntümü yaşamam izin verdim ve sonrasında boş verdim.
Yapmamız gereken bu duygularımızı hissetmeli ve kaldığımız yerden hayata devam etmeliyiz. 3. Yol ise ki bu benim önerdiğim yol agatistliktir. Agatist olan kişi uzun vadede har şeyin her olan, iyi bir şeye yol açacağına inanan kişidir. Tekrar örneğimize dönecek olursak, tabii ki araba kazasıyla ilgili mutlu değildim ama üzüntümü hissettim ve sonrasında aldırmadım. Sonunda ise durum oldukça iyi bir şekilde sonuçlandı. Eğer eşim bu kazayı yapmamış olsaydı, arabayı geri çevirecektik ve arabayı elimizde tutup satma imkanımız olmayacaktı.

Ve asıl konumuz mutluluğa gelince bu yaklaşım hayatı yaşamak için harika bir yol. Olayların ansıl sonuçlanacağını ya da nelere yol açacağını bilemeyiz bu yüzden duygularımızı hisseder, diğerlerine karşı nazik olur ve sonrasında artık aldırmayız. Ardından olanları izleriz.  Çünkü bazen hatta çoğu zaman hatta her zaman diyebilirim bu yine de tabii ki sizin deneyiminizle ilgili, her şey iyi bir şekilde sonuçlanıyor. Dersimizi alıyoruz, büyüyoruz.

Agatistik yaklaşımını benimsedikçe olan şeylerin iyi bir sonuca dönüşeceğini düşünürüz. Sonunda, tahmin edin, evet olaylar iyi bir sonuca dönüşüyor. Olaylar bu şekilde sonuçlanmaya meyillidir.
Yaşadığım deneyimin benim için en kadar kötü olduğunu bilmiyorsunuz, ne kadar berbat hissettiğimi bilmiyorsunuz, çocuğumun ölümü, yaşadığım boşama nasıl iyi şekilde sonuçlanabilir diyebilirsiniz.
Biliyorum ki başımıza gelen özellikle bazı şeyler çok berbat görülebilir ama hayat bize bunları getiriyor ve böyle trajedilerden/facialardan muaf olmak hayatı kurallarından değil. Bazen gerçekten de çok çok kötü şeyler yaşıyoruz. Ama bu hayatımızın bittiği veya havluyu atıp vazgeçmemiz gerektiği anlamına gelmez. Eğer dişimizi sıkıp gerçekten kendimizi bırakmamalıyız. bu tıpkı karanlık gibi. Karanlığın en güçlü olduğu andan sonra güneş doğra ve her şey daha iyi olmaya başlar.
Bir danışanım var. Bu podcastı dinleyen hiç kimsenin ondan daha zor bir hayat geçirmiş olabileceğini hayale demiyorum. Berbat bir hayat yaşadı ve bunu gerçekten kastediyorum. İçinde olabileceğiniz en berbat filmi, korku filmini düşünün. Onun hayatı bundan da kötüydü. Ve bu hayatı yaşamak zorundaydı ama bana geldi beraber olanlar üstüne çalıştık ve şimdi o tanıdığım en bilge ve tanıdığım içsel güzelliğe en çok sahip olan kişi. Ve artık o da hayatının olumlu bir şekle dönüştüğünü kabul ediyor.  İnanılmaz bir kaderi var ve çok derin bir insan. Gelişimi, başarısı ve yolculuğu ve kapkaranlık bir hayatın üstesinden gelmesiyle şu an çok sayıda insana kendi hikâyesiyle ulaşıyor.
Önemli olan olanlar hakkında nasıl düşündüğümüz. Tabii ki amacımız içinde bulunduğumuz anda yaşamak ve bu yolculuktan keyif almak. Ve zor zamanlar geçirdiğimiz zamanlar, vazgeçememek, umuda sahip olmak ve uzun vadede başımıza gelenin iyi bir şekilde sonuçlanacağını ummalıyız. Bunun nasıl olacağını bilmeyebiliriz. Ama kendimizi bırakmamalı ve vazgeçmemeliyiz. Bu benim kiralık arabam gibi. Eşimin başka bir arabaya çarpmasının iyi hiçbir yanı yok. Ama sonunda bu iyi bir şekilde sonuçlandı. Berbat bir hayat yaşayan danışanım bu karanlık deneyimleri yaşamasaydı şimdi olduğu kadar içten bir insana dönüşemezdi ve bu kadar çok insana ulaşmazdı.

Böyle şeylerin olmasını istemediğimi bilmenizi isterim, hepimiz için sadece mutlu hayatların olmasını istiyorum. Ama kötü şeyler olduğunda tıpkı yüzde dokan dokuz nokta dokuzumuzun başına geldiği gibi yapabileceğimiz şey agatist olmaktır. Sonunda olanların iyi bir şeye dönüşeceğini inanmaktır.

Bundan ders çıkarabilirim, olgunlaşabilirim ya da bu olumlu bir şeyle sonuçlanabilir.
Hayata agatist yaklaşımı oldukça seviyorum çünkü bu yaklaşım duygularımızı hissetmemize izin veriyor ama orada takılıp kalmamızı da önlüyor. Veya tam tersi duygularımız yokmuş gibi davranmamıza da engel oluyor. Önce duygularımızı hissetmek sonrada hayatımızı yaşamaya devam etmek oldukça iyi. Bu ikisini de yapmalıyız ve agatist yaklaşım bunu yapmamızı sağlıyor. Ve içinde bulunduğumuz anda yaşamak içinde bulunduğumuz zaman en kadar zor olursa olsun, hayatımızı yaşamak için harika bir yol. Çünkü hayat ne kadar zorlayıcı olsa da daima etrafımızda bizimle birlikte olan güzel bir şey vardır.

Var olanı kabul edin var olanı sevin.

Bu bölümü çevirirken ve üzerine çalışılan aklıma her işte bir hayır vardı sözü geldi. Bunun agatistlikle oldukça paralel olduğunu düşünüyorum. Bizler bu cümleyi söylemeye ya da duymaya çok alışığız ama bunu duyarken ya da söylerken bu cümlenin gerekten farkında olalım. Duygularımızı yaşadıktan sonra bu iyi bir şeye yol açacak ‘her işte bir hayır vardır.’ Demeyi başaralım sadece sözde değil am bunu söylerken hissedebilelim de. Yaşadığımız zorlukların içinde bu bazen oldukça zor oluyor çükü kendimizi yaşadığımız acının içinde kaybedebiliyoruz. Ama daha önce de bahsedildiği gibi acımızı yaşayalım ve sonra da bu iyi bir şekilde sonuçlanacak her işte bir hayır vardır’ diyelim ve  hayatımıza devam edelim.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

Eğer Dr. Robert Puff’ın podcastları, blogları ya da kitapları hakkında ya da benim hakkımda daha fazla şey öğrenmek isterseniz açıklamadaki linklere tıklayabilirsiniz.


Comments

Popular posts from this blog

Mutlu olup olmadığımızı nasıl bilebiliriz ? | Mutluluk 12

Herkese merhaba! Mutluluk podkastına hoşgeldiniz. Ben Ayfer. Hazırladığım bu podkastın konusu mutlu olmanın yolları ile ilgili. Peki, mutlu olup olmadığımızı nasıl bilebiliriz? İlk duyduğumuzda bu saçma bir soru gibi görünebilir ancak bugün mutluluğun ne olduğunu ve mutlu olup olmadığımızı nasıl bilebileceğimizi keşfedeceğiz. Eminim ki hepimiz mutlu olduğunu söyleyen insanlarla karşılaşmışız ve onların hayatlarına ve diğer insanlara nasıl davrandıklarını gördüğümüzde mutlu olmadıklarını düşünmüşüzdür. Evet bu kişiler mutlu olduklarını söylüyorlar, ama bu insanlar hiç de mutluya benzemiyorlar. Ancak, bunun diğer insanları yargılamakla ilgili olmasını istemiyorum. Bu kesinlikle mutluluğa giden yol değil. Ancak mutlu olmakla mutlu olmamak arasındaki farkı tarif etmeye çalışıyorum. Çalıştığım dönemlerin birinde çok farklı insanla çalışma şansım oldu. Onlarla görüşmeler yapıyor ve geçmişleriyle ilgili bilgi topluyordum. Neden burada olduklarını ve hangi konuda ayrdıma ihtiyaçları

Bits and tips to be happy or even much happier at work

Imagine you are not happy at work. Probably, all the trouble would already begin on Sunday afternoon: “I don´t want to woooork :((.`Not being able to enjoy the last day of the weekend because of the stress `Monday` causes. Then, in the morning you would shuffle to get to the work. You would not be able to focus, you would maybe do your work cursory and you would just count down the hours. Does not sound very nice, right? Maybe you already experience these things or you are happy but you want to be much happier. Well, there are some solutions to help you to achieve this! There are many articles on this hot topic and of course many suggestions on how to increase your level of happiness at work. Here is a summary of some suggestions that would make you feel happy or happier: Use the last five minutes: I am pretty sure, most of you heard about this “making the bed in the morning” thing. When you do that, you feel much nicer when you are back home, right? So, you need s