Hepiniz mutluluk podkastına hoş geldiniz. Ben Ayfer. Bu
mutluluk podkastının ilk bölümü. Tüm bölümler Dr. Robert Puff’ın happiness
podcastından yola çıkarak hazırlanacaktır.
Bu süreç boyunca hayatlarımızı daha iyi hale getirmek ve
mutlu olmak için çeşitli yollar keşfediyor olacağız. Haydi başlayalım.
Hepimiz birçok şeyin arayışı içindeyiz. Bazılarımız para
arayışında, bazılarımız ün arayışında, bazılarımız aşk ve sevgi arayışında,
kimimiz de sağlık arayışında. Ancak, tüm bu arayışların temelinde en nihayetinde
aradığımız şeyin mutluluk olduğuna inanıyorum. ‘Yeterince param olursa, mutlu
olacağım.’ ‘Eğer hayatımın aşkıyla tanışırsam, her şey güzel olacak.’ ‘Eğer
terfi olabilirsem..’ ‘Eğer bu evi satın alabilirsem’ ‘Eğer bu arabaya sahip
olabilirsem’. Tüm arayışlarımız, isteklerimiz böyle devam ediyor. Ancak,
hepimiz parası olan, ünlü olan hatta hayatlarının aşkına sahip olan ama mutlu
olmayan kişiler de tanıyoruz. Bu podkastta,
mutluluk verme ihtimali olan şeylerden ziyade, doğrudan bizi mutlu eden
şeylere bakıyor olacağız. Bu sayede, bu podkastı dinlemenin soucunda hepimiz
mutlu hayatlara sahip olabiliriz. Bu bir iş gibi... Ama verilen emeğe değen bir
iş.
Kendinize beni ya da Dr. Puff’ı neden dinlemeniz gerektiğini
soruyor olabilirsiniz. Bu da oldukça doğru ve iyi bir soru. Size bunun cevabını
vereceğim. Ama asıl kanıtlar, bu podkastı dinledikçe hayatımızın gelişip
gelişmediği sorusuna verdiğimiz cevap olacaktır. Bu soru her şeyin
anahatarıdır. Bu işe yarıyor mu? Eğer işe yaramıyorsa, dinlemeyi bırakın. Ama
bir şans verelim ve belki de hayatımız gelişmeyecek. Bu podkast sadece Dr.
Puff’a yönelik bir giriş veya kendisinin neden mutlulukla ilgili bir otorite
olmasıyla alakalı değil, elbette bize aktardığı hikâyeler sayesinde onun
hakkında daha fazla şey öğreneceğiz. Çünkü o da kendisini bir hikâye elçisi
olarak tanımlamakta.
Ancak, neden mutlulukla ilgili söyleyecek şeylerinin
olduğunu hissetmesinin sebebi, bu konu hakkında tutkulu olması. Hiç müziğe
tutkusu olan biriyle tanıştınız mı? Yediği içtiği müzik olan, ve tek yapmak
istediği şey müzik olan biriyle tanıştınız mı? Ya da matematiği seven sadece
matematik yiyip içen ve tek yapmak istediği şey matematik olan biriyle
tanıştınız mı? Kendisi, genç yaşlarından beri mutluluk konusuna ilgi duydu?
Mutluluğu kovaladı, nasıl mutlu olabiliriz, bizi mutlu eden şey nedir. Ve bu
uzun bir macera yolculuk oldu. Ve bu yol boyunca birçok şey öğrendi. Mutlu
olmak için, mutlu kalmak için ve mutluluğu günlerce, haftalarca, aylarca
yıllarca ve hayat boyunca sürdürmek için işe yarayan şeyler öğrendi. Tabii ki
bunun kanıtı, elde ettiğimiz sonuçlar olacaktır. Ama hadi hep beraber mutluluk
dünyasını keşfedelim ve mutlu olup olamayacağımızı görelim. Tüm kalbimle
inanıyorum ki herkes ama herkes mutlu olabilir. Tabii ki bunun üzerine
çalıştıkça. Evet, daha önce de söyleidğim gibi bu bir çeşit iş ama temelde
aslında her zaman aradığımız, kovaladığımız şey bu. Bazen desteklediğimiz
takıma dahli olurken, her hafta sonu maçlarını seyrederek, bazen dışarı çıkıp
hayatımızın aşkını ararken, bazen işimizi yaparken ve yeterince para kazanıp
her şeyin iyi olacağını umarken.. Tüm bunlar, bize mutlu olmak için neyin
gerçekten yardımcı olduğunu, mutlu kalmak için ve mutlu bir yaşam sürdürmek
için nelere ihtiyacımızın olduğunu keşfetmektir.
Bu noktada, sizinle
bir hikâye paylaşmak istiyorum. Bu hikâye mutluluğun ne olduğunu ve mutluluğun
özünde neyin olduğunu anlatıyor. Bir zamanlar ismi Jim olan bir adam varmış.
Jim sürekli, birçok şey için dua ediyormuş. Bazen para için dua ediyormuş,
bazen hastalığından kurtulmak için, bazen hayatının aşkı için… Sürekli
dualarında arka arkaya bir şeyler istiyormuş. Belki de burada belki kendimizden
bir şeyler görebilriz.
Sonra bir gün, geç bir saatte dua ederken, bir ses onunla
konuşmaya başlamış. Jim gerçekten korkmuş ve ‘Kim o?’ demiş. Seste cevap vermiş.
‘Ben Tanrıyım’. Tahmine dersiniz ki Jim bunu duyunca hem korkmuş hem de
heyecanlanmış. ‘Tanrı, neden buradasın? Ne istiyorsun?’ Tarı cevap vermiş: ‘Jim
yıllardır bana dua ediyorsun. Sürekli bir şeyler istiyorsun. Veşimdi sana son
bir şans vereceğim. Sadece bir şans... İstediğin şeyi dileyebilirsin. Ama bu
benden hayatın boyunca istediğin son şey olacak. O yüzden iyi düşün.’ Jim çok
heyecanlanmıştı ayrıca çok da gergindi. NE isteyeceği konusunda hiçbir fikri yokmuş.
O yüzden arkadaşlarıyla konuşmaya başlamış. Bir arkadaşı ‘Para iste. Paran
olursa, mutlu olursun demiş.’ Diğer arkadaşı ‘Hayır, parası olan bir çok
kişinin hala bir sürü problemi var.’ Demiş. Bir başkası’ Uzun bir ömür iste’
demiş. ‘Eğer sonsuza kadar yaşarsan, mut olursun.’ Ve yine bir başka arkadaşı
‘Ama o zaman da bütün arkadaşların ölecek. Bu çok üzücü olur.’ Diye cevap
vermiş. Jim, insanlara sormaya devam etmiş. Ama hiçbir cevap işe yaramamış. Tüm
cevapların eksik bir yanı varmış. Bu yüzden de ne dileyeceğini bir türlü
bulamamış. Altı ay gelmiş geçmiş. Ve sonunda yine gece geç bir saatte tanrı
gelmiş. ‘Jim, zaman geldi. 6 ay oldu. Benden son dileğini isteme vaktin geldi.
Benden ne dileyeceksin?’ demiş. Jim, ‘Tanrı, önce sana bir soru sorabilir miyim?’
demiş. Tanır da ‘Tabii ki Jim’ diye cevap vermiş. ‘Tanrı, bana ne dilemem
gerektiğini söyleyebilir misin? Çünkü ne isteyeceğimi bilmiyorum.’ Demiş. Tanrıda
cevap vermiş. ‘Evet, Jim. Sana ne isteyeceğini söyleyeceğim: Jim, benden dileyeceğin şey, hayatta ne olursa
olsun bununla hoşnut olmandır. ‘Hayatta ne olursa olsun bundan hoşnut
olmandır.’ Demiş.
Peki, bunun bizim için anlamı nedir?
‘Sevmediğim bir işim var. Yine de mutlu olabilir miyim?’
diye sorabilirsiniz. Evet tabii ki, değiştirebildiğiniz şeyleri
değiştirebileceğiniz en iyi şekilde değiştirin. Ama eğer değişmiyorsa, elinizde
olandan memnun olun. Elinizde olanla hoşnut olun. Yeterince paranız yoksa ve
daha fazla paranızın olmasını diliyorsanız ve faturalarınız orada duruyorsa,
hala elinizde olan mutlu oln. Hayattan şu an zevk alın. Bir kural vardır. ‘Eğer
hayatta herhangi bir kişi belli bir şeyle mutlu olabiliyorsa, bu herkes için
mümkündür.’ Başka bir deyişle bir kişi kanserse ve mutluysa, bu demektir ki
hepimiz mutlu olabilriz. Veya hayatının aşkını kaybeden birini düşünün ve bu
kişi hala mutluysa, bizim için de hala mutlu olma ihtimali vardır. Tabii ki bu
konular üzerine daha detaylıca konuşacağız. Aynı zamanda sizin de sorularınız
duymak isterim. Bu sayede belki de sorularınızı endişeleriniz cevaplayabilirim.
Ama temelinde bu hikâyede
söylenen şey, nasıl mutlu olacağımızı öğrenirsek, mutluyuz. Eğer hayatın bize verdiklerini
sevmeyi öğrenirsek mutlu oluruz. Evet, bir şeylerin farklı olmasını
iseyebilirz, evet her şey planladığımız gibi gitmiyor olabilir. Ama eğer sahip
olduklarımızı kutlarsak, sahip olduklarımızı seversek ve değişiklikler üzerinde
çalışırsak, işte o zaman mutlu bir hayata sahip oluruz. Mutlu oluruz.
Bu giriş bölümü biz de cevaplardan ziyade sorular uyandırmış
olabilir. Ama eğer mümkünse, tekrar gelin ve bizimle beraber mutluluğun
dünyasını keşfetmeye devam edin. Çünkü tüm kalbimle inanıyorum ki, hepimiz her
birimiz mutlu olabiliriz. Bu karmaşık olmak zorunda değil. Ama emek ve çalışma
istiyor.
Hadi hep beraber mutluluğun dünyasını keşfedelim. Eğer Dr.
Robert Puffın podkastları, blogları ya da kitapları hakkında ya da benim
hakkımda daha fazla şey öğrenmek isterseniz açıklamadaki linklere
tıklayabilirsiniz.
Comments
Post a Comment